Lucian Freud

Bu yaziyi da yine bir onceki blogumdan buraya geciriyorum, yeni bir yazi degil. Ama biraz duzenliyerek yeniden yayinliyorum.

Once size wikipedianin tanimini yazayim, Lucian Freud icin,

Lucian Michael Freud, (8 December 1922 - 20 July 2011) Almanya dogumlu, British ressam. Genellikle koru renkleri kullanarak yaptigi portre ve objeleri ile unlu. Yasadigi zamanin, en iyi ressami olarak kabul edilmistir dunya capinda. Eserlerini kendi psikolojik nüfusuna kaydetmistir ve sanatçı ve modeleri arasındaki ilişki de onları sık sık tedirginlikle sınamis. 

Simdi bunu bir de ben size anlatayim. Kim bu Freud? Sigmund Freud un torunu, gunumuz de pisiko analiz in ilk bilim haline getiren kisi. Aslinda gunumuz de, pek cok egitim metodunun temelini atmasi ile de bilinir. Ozellikle zihinsel ozurlu cocuklarin egitiminden kullanilan modern egitimin temelini atan kisidir, Freud adini duymayan cok azdir sanirim egitim konusunda ozellikle. Dogrusu, aslinda dedesi icin yuzlerce kitap yazilsa zor aciklanabilecek birisi bence. Simdi diyoruz modern egitimin belkide pek cok temelini aslinda bu adam atmis olsada !!! ben kendi adima onun yontemlerini hic sevmiyorum. Her ne kadar dunya da kabul edilir ise edilsin. Her ne kadar basarili olur ise olsun. Ben kendi adima hoslanmiyorum inundated yontemlerinden. Bu ozellikle inundated hakkinda izledigim bir belgeselden sonra tamamen percinlesti. Calisma yontemlerini de hic tasvip etmedim. Gunumuzde yasa sa idi, yaptigi calismalar cok elestiri o kesin. Ama konunun bu kismina girmek istemiyorum. Belki bir gun yazarim bu konuda ama, birincisi, bir egitimci hic bir zaman olamadim ben, bir matematik mezunu olmama ragmen. Egitim formasyon alamadim. Dolayisi ile benim fikirlerim sadece bana ait. Bu isin uzmani da degilim, ama kendisine guvenen bir uzmani egitimciler ile sohbet etmeye hazirim her an dedikten sonra, torununa geri doneyim.

Lucian'in ailesi daha cocuk iken ikinci dunya savasi sirasinda Almanyadan ingiltereye iltica etmisler savas sirasinda, ingilterede yerlesmis ve daha sonra Amerikaya gitmisler ama hep Ingiliz ressam olarak taniniyor. Ama bu sanirim ingilizlerin daha cok hosuna gidiyor bu, gercekte ingiliz bile degil bence. Neyse kimliginin cok onemi yok. Ailesi aslinda varklikli imis, ve Lucian i Ingilterenin en iyi okullarina gondermis olsalar bile o hic basarili bir ogrenci olamamis. Cunku aklinda resim varmis hep.


Neden Frued icin bu yaziyi yaziyorum once onu diyeyim, Lucian Freud un bu yaziyi yazdigim tarihlerde Portraits National Gallery (London) da bir sergisi vardi. Ben genelde sergiye gitmeden once o sergi uzerine calismaya calisirim. Cok iddiali oldu bu belki biraz ama bunu sergi oncesinde yapamasam bile sonrasinda yapmaya calisirim. Cunku ben bir sanat egitimi almadim, bu merak sonradan basladi. Eger tamamen hic bir bilgim olmadan gidip de anlamaya calistigimda dogrusu zorlanabilirim. Gerci artik az da olsa biraz bilgi sahibiyim, ucundan kiyisindan anliyorum belki ama, dogrusu ama artist uzerine okuyup bilgi sahibi olunca olay cok daha farkli bir boyuta gidiyor. Cunku bir sanatcinin yasadigi ve anlattisi seyi hissetmeniz icin az bucuk onu tanimaniz ve anlamaniz gerek bence. Eger biraz tanirsaniz, daha fazla keyif alacaksinizdir. Dogrusu ben bu dusuncemi sadece artistler icinde dusunmuyorum. Yani bir piyanist, bir tiyatrocu yada bir dansci. Eger izlemeyi dusundugunuz kisiyi biraz tanir iseniz, hayatini ogrenirseniz, her ne ise onu farkli kilan o noktalari ogrenirseniz. Yaptigi sey size daha bir anlamli gelecektir. Anlam farkli bir boyuta gidecektir. Calismayi yaptim, ama sergiye gidemedim. Gitmek isteyip de gidemedigim o kadar cok sergi var ki, her ne kadar arada, isimden izin alip sergi gormek icin Londra gittigim oluyorsa bile, o kadar cok guzel seyler yapiliyor ki, her istedigimi izleme imkanimin olmayisini anlamak hic de zor bir sey degil. Lakin Lucian in bir eserini gorunce imzaya bakip acaba bu Lucian mi diyecek kadar onun resimlerine baktigimi ifade etmeliyim bu hazirlik icin ve dogrusu buna deger birisi. Dogrusu bu yaziyi ilk yazidigimda buna henuz karar vermemisim. Emin degilim henuz diye yazmisim. Ama sanirim zaman icinda anliyorum ki gercekten gorulmeye deger idi onun sergisi. Kacirdigim en iyi sergilerden birisi malesef.








Evet bu yukarida gordugunuz "Fat Sue" isimli resmi dunya tarihinde, yasarken bir artistin yaptigi tablo icin odenen rekor paraya sahip. $33.6 milyon dolara satilmis. Cok ilginc geldi bana, acik artirmadan once gelip muzayedenin baslamasindan once oraya gitmis. Sonra baska bir odaya girip orada beklemis. Izlememis direkt olarak artirma bittikten sonra da ne kadar diye sorup ogrenip cikmis. Inanilir gibi bir rakam degil ama gercek.Bu esere kimin $33milyon vermis bilmiyorum ama kimin verdigi onemli degil. Onemli olan bunu yasarken bir ressamin basarmis olmasi bence. 


 Yukaridaki tabloda modeli ilk karisi, asagida ki de. Evliliginin sonlarina dogru yapmis, yorumu size birakiyorum.








Freud un resim anlayisi genelde portrele cizme uzerine olmus ve genelde ciplak. Ilk esinden bosandiktan sonra ikinci evliligini cok varlikli Londranin sosyetik bir ailesinin kizi ile yapiyor. Varlikli gunler basliyor Freud icin, bol bol parise gidip geliyor. Resimlerine daha cok model bulabiliyor. Bu daha cok nu resim de cizmesine neden oluyor belkide daha kolayca. 

Kadinlari oldugu kadar erkek modeleri de ciziyor, evinin penceresinden bakip yaptigi da pek cok resim var aslinda ve incelediginizde cok da etkileyici resimler. Haftanin yedi gunu surekli resim yapmasi ile de biliniyor. Bu kadar ciplak model ile birlikte calisinca sanirim bunlarin icinde bol ca sex de karisiyor isin icine resim yapmanin otesinde. Kabul ettigi 19 iddia edilen 40 a yakin cocugu oldugu. Simdi aslinda buraya onun cinsel yaninin degil ressimsel yanini anlatmak gerekirdi diye calisiyorum ama bu kadar ciplak resim yapmasi ile taninan birisinin diger resimlerini ve o yonunu anlatmak benim gibi bu isin uzmani olmayan birisi icin bile zor bir is. Ama benim fikrimi sorarsaniz bence Freud resimlerinde pek cok sey anlatiyor.

Cok ilginc ama uc kizinin da ciplak resimlerini yapmis. Kizlari ile yapilan bir roportaji dinledim. Kizlari da ilk basta bunu yadirgamis ama babamizin isi ciplak resim yapmak oldugu icin bir sure sonra bunu yadirgamadiklarini soylemeleri oldu benim icin. Kizlarindan biri soyle dedi, aslinda cok minyon bir tip olmama ragmen beni cizerken oldugumun otesinde iri vucutlu cizmesi aslinda beni karakter olarak cok guclu bulmasindan kaynaklaniyor diye dusunuyorum. Yani Freud birinin resmini yapar iken hic bir zaman gorundugu gibi yapmamis, onun icin ne dusundugunu anlatmis. Malesef buraya daha fazla tablosunu eklemiyecegim,ama google da aratirsaniz gorueceksiniz ki, kendisine has bir teknigi ve anlatim tarzi var. Boyle bir tarzi olusturmak bile bence cok ciddi bir basari tabii. 

Aklima cok uzun zaman once bir ablamin soyledigi sozler geldi, "Sanatciyi uzaktan seveceksin cok yakin olmak iyi degil" demisti ustelik bunu Orhan Veli icin demisti. Olmaz ki boyle de yatilmaz ki dizelerini okuduktan sonra. Sana ne el alemin karisindan, istedigi gibi yatar niye bakiyorsun demisti hic unutmam. Hep kulagima kupe olmustur bu "uzaktan sevme" kismi. Aslinda Freud icin de boyle dusunuyorum. Bence cok etkileyici birisi, bir sanatci. Zaten yakin olmak gibi bir durum soz konusu olmadigina gore gidip de resimlerini gormenin hic bir zarari olmaz kimseye ustelik cok ca getirisi olacaktir eminim bir baska sergide yakalarim bu sansi. Ama bir sanatciyi uzaktan sevme fikri, bunu da belki sanatcilara birakmak lazim. 


Yaziyi biraz kisalttim. Cok fazla yorum yapmadan yayinlamak istedim, eger varsa bilmeyen belki okur ogrenir diye dusundum. Aslinda kendime not tutuyorum, cunku kimin bile okudugunu bilmedigim bir yaziyi degistirip o kisiye gore yazmam imkansiz zaten.

Yazacak o kadar cok sey var ki, aslinda kafamda ikinci yazi da hazir ama onu bir sure sonra yazacagim. Benim imla hatalarim ile ilgili. Bir sure burada olmayacagim cunku Turkiye de olacagim. Neresinde olacagimi yazmiyorum malesef,

Sevgiyle kalin,
Ali

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dismaland Banksy

Çene düşüklüğü ile çok yazı yazma arasındaki ilişki

eğitimde ölçme ve değerlendirme